"Hepimizin bir hikâyesi var diye yola çıkıyoruz. Gözümüzü dünyaya açtığımız andan itibaren bu hikâye yazılıyor."

Haluk Gürgen

Haluk Gürgen

Haluk Gürgen kendi sözleriyle İnegöl’de mütevazı, ortalama bir ailenin beş çocuğunun en büyüğü olarak doğdu. 1976 yılında Eskişehir İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi İşletme Bölümü’nden mezun oldu. 1976 - 1979 yılları arasında mezun olduğu okula bağlı “Eğitim Televizyonu Enstitüsü’nde Türk- Alman Eğitim Televizyonu Projesi kapsamında televizyon yapım-yönetim eğitimi aldı. TV yapım asistanı ve program yapımcısı olarak görev yaptı. 1979 yılında İletişim Bilimleri Fakültesi’nde asistan oldu. 1987 yılında Anadolu Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü’nde hazırladığı “Televizyon Reklamlarında Yaratıcı Strateji” başlıklı teziyle İletişim Bilimleri Doktoru unvanı aldı. 1989 yılında A.B.D. San Francisco State Üniversitesi’nde alanıyla ilgili çalışmalar yaptı. 1990 yılında iletişim sanatları doçenti, 1997 yılında ise profesör oldu.

İletişim Sanatları Bölümü’nün uygulama birimi olarak örgütlenen ve yöneticiliğini yaptığı reklam ajansında 10 yılı aşkın bir süre çok sayıda özel ve kamu kuruluşu için meslektaşları ve öğrencileriyle birlikte reklam ve halkla ilişkiler kampanyaları gerçekleştirdi. Bunların arasında Maliye Bakanlığı için hazırlanan “1 Dakika” adıyla tanınan sosyal hizmet kampanyası ile, Etibank, Esbank, Et-Balık Kurumu, Ankara Büyükşehir Belediyesi Altınpark Projesi, Gentaş Werzalit gibi ürün ve kurumların kampanyaları bulunmaktadır. Yıllardır çok sayıda özel ve kamu kuruluşu için başarılı iletişim kampanyaları kurgulayan Haluk Gürgen, aynı zamanda kadına yönelik aile içi şiddetin önlenmesi amacıyla Birleşmiş Milletler ve Türkiye Cumhuriyeti Devlet Bakanlığı Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü adına gerçekleştirdiği toplumsal amaçları araştırma çalışmaları da yaptı.

1992 yılında Uluslararası Reklamcılık Derneği (IAA) tarafından “IAA Reklamcılık Diploması” ile onurlandırılan Haluk Gürgen, 2006 yılından bu yana Bahçeşehir Üniversitesi’nde görev yapmaktadır. Prof. Dr. Haluk Gürgen kişilerin ve markaların hikayelerinden yola çıkarak iletişimin önemine şu şekilde bakıyor:

Hepimizin bir hikâyesi var diye yola çıkıyoruz. Gözümüzü dünyaya açtığımız andan itibaren bu hikâye yazılıyor. Ne zaman ki biz bu hikâyenin yazarı oluyoruz, o zaman bu hikâyenin sahibi de olmuş oluyoruz. Ben bu hikâyeyi yazan kişi olarak kendi kimliğimi, kendi ifademi, kendi sesimi kendim olarak yönetebiliyorsam o hikâye benim oluyor. Eğer ben bu hikâyeyi yönetemiyor, benim yerime bir başkası yönetiyorsa o zaman bu hikâye o kişi tarafından yazılıyor, yazılan hikâye sizin tarafınızdan beğeniliyor ya da beğenilmiyor. Ama emin olun genellikle beğenilmiyor. Bu çok önemli bir konu, sadece kişiler açısından da bir problem değil. Dünya kadar marka yaratılıyor ve bunların iletişimi doğru yönetilmediği için bu markaların söylemek istedikleriyle söyledikleri arasından inanılmaz bir fark oluyor. İletişimi eğer yönetmezseniz, iletişimin size kazandıracağı çok fazla bir şey olmaz. Tam tersine iletişim size kaybettirir. Dünya kadar krizle boğuşursunuz hem kişisel hem kurumsal hem de pazarlama bazında boğuşursunuz. İletişim, hayatımızın her alanında ve gerçekten bilinçli bir şekilde yönetilmesi gereken, kafa yorulması gereken çok önemli bir konudur.


Haluk Gürgen ile ilgili bir anınızı yazmak için lütfen giriş yapın.

DİĞER YAZILAR